17 Nisan Uluslararası Çiftçi Mücadeleleri Günü’nde Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve NİLKOOP ile birlikte “Çiftçiler, Kooperatifler ve Gıda Egemenliği" konulu webinar düzenledi.
Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Emre Karagöz’ün moderatörlüğünü yaptığı çevrimiçi seminerde Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) Başkanı Arca Atay, Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, BirGün Gazetesi yazarı ve bağımsız araştırmacı Özge Güneş ile aktivist ve araştırmacı Umut Kocagöz konuşmacı olarak yer aldı.
Webinarın ilk konuşmacısı NİLKOOP Başkanı Arca Atay, Nilüfer Belediyesi’nin gıda ve tarım ile ilgili yaptığı çalışmalara değindi. Herkesin sağlıklı gıdaya ulaşması amacıyla Nilüfer Belediyesi ve NİLKOOP olarak 2021 yılını gıdaya adadıklarını belirten Arca Atay, bu konuda çok sayıda çalışma gerçekleştirdiklerini belirtti. Atay, “Çiftçi üretmezse kentlinin aç kalacağından hareketle bir dizi proje planladık. Gıda kaybı ve israfını önlemek, küçük ölçekli üreticilerin büyümelerini desteklemek, küçük üreticinin pazara erişimini garanti altına almak, gelecek nesillere doğru tarım uygulamalarını ve sağlıklı gıda bilinci aşılamak gibi birçok konuda duyarlı çalışmalar yapıyoruz. Kentin bir gıda politikası olması gerekir. Yerel yönetim olarak kent dinamiklerini bir araya getirmek isitiyoruz. Sürdürülebilir ve sağlıklı gıda için çeşitli çalışmalar yapacağız.Tarım arazilerinin verimli kullanılması ve alternatif ürünler yetiştirmek için bilinçlendirmeler yapacağız. Kent halkının sağlıklı beslenmesi için katkı sunacağız. Yerel tohum, gıda egemenliği açısından da çok önemli bir yer tutuyor. Biz de bunun bilincindeyiz ve ona göre hareket ediyoruz’’ dedi.
"Çiftçilerin kazanımları ellerinden alınıyor"
Uluslararası Çiftçi
Mücadeleleri Günü’nün, çiftçiler açısından önemli bir gün olduğunu vurgulayan Çiftçi-Sen
Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, 25 yıldır süren gıda egemenliği mücadelesinin
olduğunu söyledi. Bülent Erdem şöyle devam etti: “Bugüne kadar çiftçiler dünyanın her yerinde
hak ve emek mücadelesi verdi. Bugünlerde de pandemi gerekçesiyle kazanımlar
geri alınmaya çalışılıyor. Günümüzde şirketler güçleniyor, çiftçiler eziliyor. Herkesin
sağlıklı gıdaya doğrudan ulaşma hakkı vardır. Ama bugün dünyada bu farklı
şekilde küresel şirketlerin eline geçti. Gıda tekeli oluşursa ortaya birçok
önemli sorun çıkacaktır. Tarım, yıllarca endüstriyle mücadele etti. Yıllarca
GDO’lu tohumlar, zirai ilaçlama devreye girdi. Sonra tarlalar üstü açık fabrika
gibi oldu. Köylüler kente göç etmeye başlayınca kırsalla kent arası ilişki
koptu. Zaman içerisinde azalan tarım ve gıdanın küresel şirketlere geçmesinin
olumsuz etkilerini görmeye başladık. Tohumları kaybettik, sonra sağlıklı gıdayı
da kaybettik. Nilüfer Belediyesi’nin tarım ve gıdayla alakalı çalışmalarını
gıda egemenliği mücadelesi içinde değerlendirmek gerekir. Yapılan çalışmalar
çok değerli, emeği geçenleri kutluyorum.”
BirGün Gazetesi yazarı ve bağımsız araştırmacı Özge Güneş de kent ve gıda ilişkisi üzerine değerlendirmelerde
bulundu. Tarımsal üretimin azalmasının kent beslenmesi açısından tehdit edici
duruma yol açtığını ifade eden Özge Güneş, “Pandemi döneminde büyük kentlerde yeterli gıdaya erişmede yaşanan sıkıntıdan dolayı
ortaya çıkan endişeye tanık olduk. Kentlerde gıda talebi artışı, çeşitli
politikaların doğmasına yol açar. Günümüzde artık gıda tedariği, aracı ve
market zincirinin tekeline geçiyor, gıda güvenliği ve zamlanmanın önünü açıyor.
Bir yandan da üretici emeğinin karşılığını alamayınca kente göç ediyor.
Kırsalın şirketlerin kârına yönelik alan olarak bırakılması, köylünün yaşam
alanı olmaktan çıkarılması gıda erişimine ilişkin yaşanan sorunların sebebidir”
diye konuştu.
Gıda hakkı konusuna değinen aktivist ve araştırmacı Umut Kocagöz gıdadaki tekelleşmenin devlet politikalarıyla alakalı olduğuna işaret etti. Kocagöz, “Dünyada olduğu gibi Türkiye’deki çiftçilerin de hak arama mücadelesi devam etmiştir. Çiftçiler her zaman hor görülen, hakları tam olarak verilmemiş bir kesimdir. Gıda egemenliği konusunda çiftçilerin önemli rol alması gerekir” şeklinde konuştu.